Saygıdeğer Vatandaşlarım, Kardeşlerim,

                        Ülkemiz kritik bir coğrafyada yer almaktadır. Tarihe baktığımızda Anadolu’da dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar devlet ve medeniyet kurulmuş, bir o kadarı da yıkılmıştır. Bu bakımdan bu coğrafyada kurulmuş bulunan devletlerin yönetiminde bulunanlar engin bir devlet yönetim kültürüne ve liyakate sahip olmak ve coğrafyanın tarihi geçmişini iyi bilmek durumundadır. Öte yandan ülke içinde yaşayan halkın birlik ve beraberlik içinde yaşamalarına imkân veren gerekli önlemlerin alınması son derece önemlidir. Bunun için iyi bir eğitim, dengeli bir yaşam ortamı, adil bir hukuk düzeni, fırsat eşitliği sağlama zorunluluğu vardır. Toplumun
kutuplaştırılması, hukuksuzluk, fırsat eşitliliğinin sağlanmaması, yöneticilerin halkın çıkarları yerine kendi çıkarlarını ön plânda tutmaları huzursuzluğa, bunun sonucu olarak da halkın güven duygularının sarsılmasına, yaşadıkları topraklara vatan olarak bağlanmamalarına yol açar. Bugün coğrafyamızda emperyalist ülkelerin çıkarları uğruna yürüttükleri politikalar, bölgeyi kan deryasına soktuğu gibi, gelecekle ilgili endişelere de yol açmaktadır. Buna ülkeyi yönetenlerin stratejik finans kurumlarını, fabrikalarını ve yeraltı kaynaklarını yabancılara satmalarını, yanlış yatırımlar yapmaları, fırsat eşitliği ve ülke çıkarları yerine bazı kimselere ayrıcalıklı davranmaları, yürüttükleri yanlış ekonomik politikalar sebebiyle ortaya çıkan gelir dağılımındaki adaletsizlik, halkın büyük bir bölümünün ekonomik sıkıntılar içinde kalmasına yol açmıştır. Böyle bir duruma karşılık siyasette, siyasi ahlâka ters sayılacak olaylar, meselâ söz verip
sözünde durmama, millî değerleri ayaklar altına alma, milletvekili transferleri veya halka bir saygısızlık olarak nitelendirdiğim, kendi partisinden istifa edip başka partiye gidilmesi ve hattâ bunun ranta dönüştürülmesi gibi hiç de hoş olmayan durumların ortaya çıkması güvensizliği iyice artırmıştır.
                       
                Yukarıda söz konusu ettiğim durumlar dolayısıyla, sözünde duran, millî değerlere önem veren, toplumun tepkisini çeken israfa son veren, ülke ve toplumun çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutan, milletvekili transferini reddeden, haksız gelire dur diyecek, ülkeyi kimseye peşkeş çekmeyecek onurlu duruşuyla halkının yanında olacak ve herkesin ortak paydası olan “Vatanseverlik”te birleşecek, sırtını içeride ve dışarıda herhangi bir kurum ve kuruluşa bağlamayan ilkeli bir parti kurmak zarureti doğmuştur. İşte Kutlu Parti bundan doğmuş, Kuva-yı Milliye ruhuyla Türk Milleti’nin huzuruna çıkmıştır. Kutlu Parti, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine bağlı, Atatürk tarafından belirlenmiş ilkeler doğrultusunda dürüstçe siyaset yapacak ve modern Türkiye’nin kuruluşu için vatanseverim diyen her birvatandaşımıza kucağını açan bir parti olarak Türk siyasi hayatında yerini almıştır.

                     Kutlu Parti ayrıştırıcı değil, birleştiricidir. Kutlu Parti gereksiz ve seviyesiz diyaloglara kapalıdır.
                     Kutlu Parti, haksız-hukuksuz davranışlara ve halkın hakkını gasp edenlere kapılarını kapatmıştır.
                 Kutlu Parti, Türk Milleti’ne hizmet için yola çıkmıştır. Liyakatli, geçmişi temiz kurucular kuruluyla ve halkımızın desteğiyle Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olacak ve Türkiye’yi düze çıkaracak tek partidir. Bu anlayış içinde tüm halkımızı KUTLU PARTİ bayrağı altında birleşmeye davet ediyorum.